Duygusal çalkantıya sebep olan krizler, dertler, kaygı ve şüpheler, zorluklar, hayal kırıklıkları psikolojik danışma ihtiyacı doğurmaktadır. Danışanlar yaşamlarındaki sorunları iyi idare edemedikleri için psikolojik danışmanlara başvurma ihtiyacı duyarlar. Burada sorunlarla etkili ve aktif mücadele yöntemlerinin bilinmemesi yanında bireyin sorunun üstesinden gelebileceğine dair inancı da kaybolmuştur.
Psikolojik danışmanlığın amacı sorunları doğrudan çözmek değildir. Danışana krizi ya da sorunu etkin biçimde yönetmesine ya da kendisinin görmediği yeni çözüm yollarından yararlanmasına yardım edilir. Danışmanlar ne yapmanız gerektiğini söylemezler ve ellerinde de bir sihirli değnek yoktur. Danışma süreci bir otobüse benzetilecek olursa otobüsü süren kişi danışan ona eşlik eden kişi danışmandır. Özetle En büyük mucize danışanın çabasıdır.